Kayıtlar

Ağustos, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

162 GÜN SONRA İLK GÜN

Resim
  162 GÜN SONRA İLK GÜN Tam 162 gün olmuş. Nedir ki bu? Biliyor musunuz, bu sayı çocuklarımızın okuldan ayrı kaldıkları gün sayısı. Bildiğiniz üzere okullar, okul kavramının dünya literatürüne girdiği zamandan beri hiç bu kadar öğrencisiz kalmamıştı. Tam 42 yıldır öğrenci, öğretmen ve yönetici olarak okulların içindeyim ve daha neler göreceğiz merakla bekliyorum. Geçen yıla kadar öğrencilere, karneleri aldıkları gün sonrası hep aklımdan geçenleri paylaşırdım. “Bu koca binaların onlarsız ne anlamı var ki?” Yıllardır öğrenme mekanları olmuş bu duvarlar nelere şahit olmadı ki? Ne badireler atlattı bunu da atlatır ki? Ne savaşlar, ne kıtlıklar ne felaketler gördü insanoğlu ama bu görünmezle karşılaşana kadar kapatmadı kendini, bu kadar korkmadı insan insandan. “İnanoğlu kendi hapishanelerini yapıyor” diyen yazarın dedikleri gerçekleşti. Evlerimize kapandık. Dışarı ile izole ettik kendimizi. Onca savaşlarda, felaketler camiler bile açıktı. Bu görünmez camileri bile kapattırdı. İlk günlerde

OKULLAR KAPANSIN DİYENLERE SÖZÜM

Resim
  OKULLAR KAPANSIN DİYENLERE SÖZÜM Bazı sözcükler ağızdan ne kadar çok kolay çıkıyor değil mi? Açılsın, açılsın, açılsın… Yok, yok hayır kapansın, kapansın, kapansın! Bugünü mü düşüneceğiz yoksa geleceğe mi odaklanacağız? Geçmişte yaşananlardan ders mi çıkartacağız yoksa tecrübe edinerek öğrenmeye devam mı edeceğiz? Maalesef hayretler içerisindeyim ve gelişmeleri merakla izliyorum. Soruyorum sizlere, sayıları onsekizmilyonu geçmiş genç nesilleri; sokaklarda, plajlarda, kafelerde kuralsızca dolaşan, evi ona dar gelmiş insanların insafına mı bırakacağız? 31 Ağustos 2020 okulların açılacağı tarih olarak hedef gösterilmişken, tedbir almayanlara mı kızacağız yoksa tedbirsizce etrafta dolaşanlara mı? Ey Türk İstikbalinin evladı! Senin içine virüs girmiş, acele temizlenmelisin! Bencillik virüsü bu! Kendinden başka kimseyi düşünmeyen. Anı yaşama hayalleri sarmış bedenini. Geleceği yok sayan düşüncelere dalmışsın. Nöronların bozulmuş. 3 ay eve kapandıktan sonra dışarıya saldın kendini. Her şey

EĞİTİM YÖNETİCİLERİNİN SORUNLARI ÜZERİNE SÖYLEŞİ

Resim
EĞİTİM YÖNETİCİLERİNİN SORUNLARI ÜZERİNE SÖYLEŞİ ZAFER İNCEBACAK : Eğitim yöneticilerinin belirlenme yöntemi size göre liyakate uygun mu? Mülakat veya yazılı tek başına yeterli bir ölçüt müdür? KADİR BAYŞU : Ülke olarak uzun yıllardır yönetici atamada farklı yöntemler aradık. Son 50 yıla baktığımızda yönetici belirlemek için çıkarttığımız yönetmeliklerde o kadar çok değişiklik yaptık ki, eğitim sistemimize uygun bir yöntemi hala bulamadık. Hep bir memnuniyetsizlik var. Bence iki farklı görevlendirme olmalı. İlk kez görev alacaklar ve yeniden görevlendirecekler olarak iki şekilde olmalı. Şu an ki sistemin uygun olduğunu düşünmüyorum. Mülakat bile akıllara farklı düşünceleri getiriyor. Mülakatı okul yönetim kurulu ve hizmet alıcılar ve sağlayıcılar yapacaksa kabulümdür. Sınav ise olmazsa olmaz olarak uygulanmalıdır. Ancak, ben farklı bir yöntem önereceğim. Bir kere adayın eğitim yönetimi alanında yüksek lisans yapması zorunlu olmalıdır. Okulların yönetim kurulları oluşturulmalı ve tüm pa