Kayıtlar

Ocak, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

DİĞERLERİNDEN FARKIN NE?

Resim
Düşünsenize? 8 milyar insan. 7 kıta. 193'ü resmi olmak üzere 236 ülke. Hepsi birbirinden farklı. Peki davranışlar? Yaşam ve kültürler de farklılaşmış. İklime, yaşadığın bölgeye, o bölgenin kaynaklarına göre. Bu farklılıkları ülke içinde de görürüz ve bence bu büyük bir zenginlik. Bu zenginliğin insanların davranışlarını da etkilediğini biliyoruz. Düşünsenize? Yapılan aynı tür çalışmada farklı insanların farklı yaklaşımları... En ince ayrıntısına kadar düşünen, düşünürler. Farklılaşan düşüncelerin davranışlara ve işlere yansıması. Neye önem veriyorsak ona yöneliyoruz. Ve biliyor musunuz? İnce düşünüşlerin ince ruhlarda olduğunu görüyoruz. Bu ince düşünüşler yaşamın kalitesindendir ve iletişime yansır. İletişim becerisi ise bizleri, çevremizde saygın insanlar yapar. Neden yazıyorum bunları? Bu saygınlığı sağlamak için çocuklarımızda neyi mi geliştirmeliyiz? Tabi ki iletişim becerilerini geliştirmeliyiz. Geliştirmeliyiz ki, empati yetenekleri gelişsin. Karşım

MEHTER MARŞI İLE GELİR, İZMİR MARŞI İLE GİDERSİN

Resim
Sadece 10 dakikanın bende bıraktıkları bunlar. Muhakkak yaşayanlarınız vardır. En son 27 yıl önce yaşamıştım. O zaman yaşadığım anları net hatırlamıyorum doğrusu. Aklınızda ne olacak argümanları varken, "hazırlan" diyen bir hanımefendinin elinize tutuşturduğu yeşil renkli bir tulum. Açıp baktığınızda, tuhaf geliyor insana. Olacakları düşüneceğinize, onunla meşgul oluyor zihniniz. En fazla 3 dakikada hazırsınız. Sonra sizi bekleyen uçağa biniyorsunuz. Uçak çünkü o kalabalığın arasında ağır ama emin adımlarla gidiyor. Herkes sana yol veriyor. Tıpkı makam arabalarına yapıldığı gibi. Seninle beraber yürüyen yakınlarınız. Sonra, o yere yaklaşıyorsunuz. Soğuk bir hava... Kapıdan girişte herkes lal. Size sorulan anlamsız sorular. Sizi makam arabasına bindirip getiren ve yolda sizinle sohbet etmek isteyen sürücünün yerine havanın soğukluğu yüzüne vurmuş başka bir sürücü alıyor direksiyonu. Sizi o yere getiriyorlar. Uçaktan vip koltuğa aktarıveriyorlar hemen. Kafanızda y

ÖDEV Mİ, PROJE Mİ?

Resim
“Proje” sözcüğü öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi ve velilerimizi korkutan en önde kavramlardan birisi. Bundan 15 yıl öncesine kadar dönem ödevleri vardı. Her öğrenci, her dönem bir ödev yapardı. 2004-2005 ders yılı itibari ile öğretim programları değişti ve eğitim literatürümüze yeni kavramlar girmeye başladı. Proje, performans görevleri, yapılandırmacı yaklaşım, öğrenci merkezli öğretim modeli… Bu yeni kavramlar bile eskiyi bize unutturmadı. Hala okullarda projeler, dönem ödevi ve performans görevi gibi algılanıyor ve öyle veriliyor. Performans görevleri vardı. Kes yapıştır cinsten. Anne ve babaların yaptığı, öğrencilerin “Ben yaptım.” diyerek notlar aldığı… Hatta mimarlara bile yaptırılan performanslar gördü, bu gözler… Projeler, performans ödevlerine mi dönüşmüş durumda? Öncelikle, ödev kavramını açıklamalıyız. Ödev; Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “ öğretmenin öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma ” olarak tanımlanmaktadır. Öğretmen tarafından verilmiş ve ö