Kayıtlar

Haziran, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ÖĞRETMENİN PERFORMANSININ DEĞERLENDİRİLMESİ

Resim
Öğretmenlerin sicil notlarını doldurduğumuz uzun uzun çizelgeleri çok iyi hatırlıyorum. Yılın sonu yaklaştığında özenle yazar, gizlice İlçe Milli Eğitim Müdürüne elden teslim ederdik. Herkesin performansı aynı olmasa da notlar hep 85 üstü idi. 6 yıl üst üste 90 üzeri puan alan öğretmene ise bir kademe ilerlemesi uygulanıyordu. 90 puanın altında sicil notu alan öğretmenler daha sonraları müdürlerini mahkemeye vererek notlarını öğrendiler. Daha sonra ise Milli Eğitim Bakanlığı bazı göstergelerin notlarını 100’ün altında verilemeyeceğini, verilebilmesi için öğretmenin soruşturma geçirmiş ve ceza almış olması gerektiğini bildirmişti. Her bir maddeden düşürülen notların düşürülme dayanakları olmalıydı. O zamanlar öğretmen teftiş defteri tutuyor ve tüm gözlemlerimi yazıyordum. Ders ziyaretlerimi çizelgelere işliyor ve öğretmenlere geri dönütler veriyordum. Aslında, aklımca dayanakları not ediyordum. Kendimi garantiye aldığımı düşünüyordum. Verdiğim sicil notlarını söylerdim öğretmenlere. Ned

YÖNETİMDE BİLİMSEL DENETİM VE İNSAN İLİŞKİLERİ YAKLAŞIMI

Denetim mi dediniz? Uzun yıllardır anlamaya çalıştığım ve bir türlü yerine oturtamadığım kavram. Aralık 1995, ilk kez bir müfettiş ile karşılaştığım o günler gelir aklıma. Öğretmenliğimin ilk günleri. Heyecandan ayaklarımın titrediği, geldiği ilk andan itibaren çabuk gitsin diye haykırdığım. Sınıfta gürül gürül soba yanıyor, üzerinde kuru fasulye pişiyor. Kokusu da sarmış dört bir yanı. İçeri giren; güzel giyimli, uzun boylu, elinde çantası yüzünde sert ifadesiyle bir ilköğretim müfettişi. (O dönemde müfettişler her yıl iki sefer okula gelirlerdi. İlk dönem rehberlik, ikinci dönemde ise teftiş için gelirlerdi.) “Korkma, sakin ol; sakın, hocam deme! Senden bir şey istediğinde ise ‘Sayın müfettişim, hemen not alıyorum ve hemen hallediyorum.’ diyeceksin” nidaları yankılandı, beynimin en ücra noktalarında. Müfettiş, içeri girdiğinde tüm öğrenciler ayağa kalktı. Çünkü öğrenciler hemen anlamıştı müfettiş olduğunu. Benden daha tecrübeliydiler. Öğrencileri selamladıktan sonra öğretmen masasına

ETİK, İYİ YÖNETİMİN TEMELİDİR

2007 yılının Eylül ayı. Öğretmenler ile birlikte eğitim-öğretim hazırlıkları yapıyoruz. Bir taraftan da İl’de düzenlenen hizmet içi eğitimlerine katılıyoruz. Öğrenme açlığı çekiyor, bu uğurda yollar bize hiç geliyordu. Yorgunluk nedir bilmiyorduk. Hepsi bir film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Daha dün gibi… “Etik” konulu hizmet içi eğitim programına başvurum kabul olmuş ve eğitim verilecek yere herkesten önce gelmiştim. Bu eğitimi önemsiyordum. Konu ilgimi çekmiş, eğitimin başlamasını heyecanlı bir şekilde beklemekteydim. Eğitimi verecek eğitmen salona girdiğinde, tüm katılımcılar henüz salona gelmemişti. Eğitmen, yaklaşık 10 dakika boyunca, yavaş hareketlerle bilgisayar başında adeta oyalandı. Bellek tak çıkar, başka bir belleği çantadan çıkar, tak yine yok. Sunumu bir süre perdeye yansıtamadı. Orada bulunan ekipten destek istedi. Yaklaşık 20 dakika geçmişti ki sonunda sunum perdeye yansıdı. Ve nihayet eğitim başlayacaktı. Önce kendini tanıttı. Bizim gibi bir öğretmendi. Bu eğitim

YÖNETİMDE SORUNLARIN ÖNCELİKLENDİRİLMESİ

Zorlu bir süreçten geçiyor insanoğlu. Hem virüsle mücadele etmeye çalışıyor, hem anı dolu dolu yaşamaya gayret gösteriyor, hem de geçmişten getirdiği tecrübeleri ile geleceği inşa etmeye çalışıyor. Hayat hep bi arayış ve çabalama ile geçiyor. Evini yönetenler, işini yönetenler, okulu yönetenler… Hep bir arayış içinde. Biz eğitimciler, dünyada olup bitenlere ve eğitimle ilgili olan olaylara karşı asla yabancı kalamayız. Olumsuz gibi görünse de olumlu düşünmeyi biliriz. Olaya, duruma ve zaman göre tavır sergiler, önceliklerimizi değiştirmeyi biliriz. Kişiye, olaya ve yaşanmışlıklara göre bakış açımız değişkenlik gösterse de hep bir çıkar yol bulmuşuzdur. Eğitim, insanoğlunun öğrenme yeteneğinin oluşması ile başlayan ve onun yaşamı boyunca da devam eden bir süreçtir. Eğitimin konusu insandır. İnsan önemli olduğu için eğitim de önemlidir. Çağımızda planlı bir eğitim sürecinden geçmemiş insanların karşı karşıya geldikleri sorunları çözmesi zordur. Geçimi sağlamanın, aile kurmanın, toplumsal