Kayıtlar

Aralık, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

VAR MISIN, YOK MUSUN?

Resim
Bir yarışmaydı aslında. Bir karar verme anıydı. Seçimlerimiz, seçtiklerimizdi. Gerçekten var mıyız, yok muyuz? Gerçek mi yaşadıklarımız? Hayal mi gördüklerimiz? Biz neresindeyiz yaşanılanların. Uzaydan gelecek bir virüs bizi imha mı edecek yoksa? Yoksa biz, biz değil miyiz? Hem varız, hem yokuz. Varız aslında... Dokunuyoruz, algılıyoruz, görüyoruz... Hatırlıyoruz. Onlar bizi var ediyor. Bir taraftan da yokuz aslında, Bir enerji var etrafımızda... Algılayamadığımız, Varlığımızı yok eden, Bizi bizden alan. Anlayamadık bir türlü... Benliğimiz şaşırdı. Gerçekten biz var mıyız, yok muyuz?

OLGUNLUĞUN SİMGESİ BANYAN AĞACI

Resim
Ne kadar özlü söz varsa söylenmiş, Kıssadan hisse ile anlatılmış, Yaşanmış, tecrübe edinilmiş, Hepsi birer ışık, yol gösterici, Hepsi ders verir nitelikte. Tabi almasını bilene. Sadece siz mi yaşadınız sandınız? Sizin başınızdan mı geçti tüm olaylar? İnsanoğlu bin yıllardır yaşadı, yaşıyor, yaşayacak. Tecrübe ediniyor yaşadıklarından, Ne anlatsam ne yazsam diye düşünmek yersiz, Yazmak için önce dolmak gerekli, Olgunlaşmak önemli, Olgunlaşma .  Olgunlaşma . Spinoza'nın dediği gibi "İstek, insanın daha az olgunluktan daha çok olgunluğa ulaşabilme çabasıdır". Olgunlaşmada bir nokta yoktur, bir noktalı virgül bile hiçbir yerde yoktur... Devam eder ve devam eder. Bir insan ne kadar kendi içinde derine giderse, o kadar olgundur aslında. Hindistan'da bir ağaç, Banyan ağacı... Bilgelik, olgunluk ve tecrübeyi temsil eder. Kök salmıştır etrafına, yerleşmiştir, dalarından yere doğru gövdeler vermiştir. Ana gövdesi kurusa da diğer gövdeleri ayak

BİR AĞAÇ KAYBOLSA DA ORMAN YİNE ORMAN

Resim
Bu ne azim? Ne bu istek? Bu ne hırs? Nedir isteğin? Ulaşacağın son nokta nerede? Öğrenme isteğim var, Kendimi geliştirip yükselme isteğim var, Hak etmeyenlerin yerine, hak edenlerin olması isteğim var benim. Hayallerim var. Ulaşmak için çaba gösterdiğim. Yılmamak üzere yollara düştüğüm. Engeller olsa da, hep aştığım. Asla vazgeçmediğim. Allen'ın dediği gibi; "Dünyanın gördüğü her büyük başarı, önce bir hayaldi. En büyük çınar bir tohumda, en büyük kuş bir yumurtada gizliydi." Prensiplerim var benim. Taviz vermediğim. Epictetos'un dediği; "Bir kere sınırı aşan için, artık sınır yoktur." sözüne mi inanacağız? Düşünsenize her geçen gün bir yakınlaşma ve uzaklaşma hikayesi değil mi yaşadığımız? Nereye doğru gidiyor, nereden uzaklaşıyoruz? Seyehat eder gibi. Kim söylemişse ne güzel söylemiş; "Tekne limanda güvendedir. Ama teknenin amacı bu değildir." diye. Hedefin varsa ulaşırsın. Peki ya sonra? Yeni hedefler belirlerim.