İDARECİ Mİ, YÖNETİCİ Mİ YOKSA LİDER Mİ?
Bu üç kavram üzerine bir kütüphane kadar kitap yazılmıştır. Alanla ilgili yüzlerce kitap okumuşken, yaptığım sunumlarda ifade etmeye çalışmışken, etrafımdaki insanlara idareci sözcüğünü kullanmayın dememe rağmen, maalesef ben başaramadım.
Etrafımızda
büyük planların yaratıcıları(lider), bunları uygulamaya koyanlar(yöneticiler)
ve bir de durumu idare edenler(idareciler) var. Peki, siz hangisisiniz?
Okul
müdürlerinin kaçı idarecilik, kaçı yöneticilik, kaçı liderlik yapıyor merak
ediyorum.
Eğitim yönetimi algı oluşturma sürecidir. İdareci sözcüğü, idare eden manasından geldiği için kullanılmaması gerektiğini söylerim. Okul müdürleri neyi idare ediyorlar, örgütü geliştirme niyetinde değiller mi? Onlara verilen sorumluluğu bir adım daha ileriye götürmek istemiyorlar mı? Sendikanın atadığı mı, yönetmeliğin mi atadığı müdürler okulları yönetiyor? Okullara değil de sendikaya mı çalışıyorlar? Okulda değil de sendikal faaliyetlerde mi zamanlarını geçiriyorlar. Oldum olası idareci sözcüğüne ısınamadım gitti.
Yönetici
sözcüğü ise tek başına sevmediğim ve kullanmak istemediğimdir bir kavram. Kimi
yönetiyoruz da kim kime itaat ediyor? Eğitim yönetimi, insan ilişkilerini ön
plana çıkarır. Tüm çalışanlar değerlidir. Kapıdaki güvenlik görevlisinden,
yemekhanedeki personele, koridorda temizlik işlerini yapan insanlara kadar
herkes değerlidir. Okullarda kimse yönetilmiyor. Zaten okullarda yönetmeye
çalışanlar başarılı olamazlar. Yönetme çabanız insanların kuruma bağlılığını
azaltır. Hep söylerim sıkı denetim yapan, sıkı gözlem yapan, hafiye gibi gezen
okulda gezenler kurumu ileriye götüremez. Bu nedenle yönetmek için uğraşmayın.
Okul müdürlüğü
hem çok zor bir görev hem de bir taraftan kolay bir görevdir. Düşünsenize
karşınızdaki öğretmenler üniversite mezunu hedefe ulaşma yolunda kendinizi
rahatlıkla ifade edebilecek düzeyde eğitim seviyesine sahipler. Ancak bu kadar
nitelikli insanları hedefe kilitlemek maharet ister. İdareci ve yönetici
olursan başaramazsın. Birçok kesimin gözünden kaçırdığı noktayı hatırlatmak
isterim. İnandırırsanız sizi takip
ederler.
Milli Eğitim
Bakanımız “eğitim lideri orkestra
şefidir”, der. Gerçekten tüm bileşenleri hedefe kilitleyen, motivasyon
sağlayan, yüreklendiren, önderlik yapan, onlarla birlikte yürüyen, zorluklara
göğüs geren, koruyan kollayan, eğitim ihtiyaçlarını karşılamada destek olan,
iletişimi kuvvetli, yenilikler yapan, öğrenci odaklı… O kadar çok kavram
yazılabilir ki! Biz bu kavramlardan ne anlıyoruz? Ne kadarını uygulamaya
yansıtabiliyoruz? Ne kadarını önemsiyor ve gayret gösteriyoruz?
Kimlerin lider
olma gibi bir derdi var? O da büyük soru işareti. Kendi hakkıyla kaç kişi geldi?
O da büyük soru işareti. Referans bölümünde neler var ne kadarını hak etti? O
da büyük soru işareti.
Lider etrafını
etkiler, lider büyük planların yaratıcısıdır, bunları uygulamaya koyanlar ise
yöneticilerdir. Ayrıca yönetici ve liderin aynı kişide bir arada bulunması arzu
edilendir(Balcı,2010).
Her okul
farklıdır. Binası, öğrencisi, öğretmen profili… Her değişken yapı, liderin
özelliklerini ortaya çıkarır. Zorluklar lideri güçlendirir. Ne kadar farklı
okulda görev yaptıysa bakış açısı da o denli gelişmiştir.
Lider emir
vermez, lider astlarını davranışlarıyla, bilgi ve tecrübesi ile etkiler.
Çalışanlarını iyi tanır, onları aydınlatır ve yetişmeleri için fırsatlar
oluşturur. Grupta çatışmalara, bazı zamanlarda ortam sağlar. Denetlemez
rehberlik eder, iş analizi yaparak performans değerlendirmesi yapar. Okulun
amaçlarına göre işlemesinden sorumludur. Çevresel koşulları dikkate alır ve
okulun amaçlarını gerçekleştirmek için harekete geçirir.
Karar sizin.
Unutmayalım
ki, işi doğru yapana yönetici
doğru işi yapana lider denir(Warner Bennis).
Son söz Başöğretmenimizden olsun.
Büyük olmak için kimseye iltifat etmeyeceksin hiç kimseyi
aldatmayacaksın ülke için gerçek amaç ne ise onu görecek ve o hedefe
yürüyeceksin. Herkes senin aleyhinde bulunacaktır herkes seni yolundan
çevirmeye çalışacaktır. Fakat sen buna karşı direneceksin önüne sonsuz engeller
de yığacaklardır kendini büyük değil küçük zayıf araçsız hiç sayarak kimseden
yardım gelmeyeceğine inanarak bu engelleri aşacaksın. Bundan sonra da sana
büyük derlerse bunu söyleyenlere güleceksin(Mustafa Kemal Atatürk).
Saygılarımla.
Kadir BAYŞU
KAYNAKÇA
Yorumlar
Yorum Gönder