ÖĞRETMENİM, ÖĞRETMENLER GÜNÜN KUTLU OLSUN!

İlk öğretmenim gelir aklıma. “Son 5. sınıflarım” demişti hep. Genç yaşta bizimle birlikte emekli olmuştu. O yaşlarımda 45 yaşı çok ileri olarak görüyordum. İlkokul yıllarımda dayak yediğimi bile hatırlıyorum. Hatıramda kalan en belirgin olay ise 5. sınıfın sonlarında babama “bu çocuğu sanayiye ver” cümlesiydi. O zaman çok üzülmüştüm. Ama yıllar sonra anladım bu sözün manasını. Bende bıraktığı izi, etkisi, manası… Ortaokul yıllarım pek parlak değildi. İnanır mısınız, ortaokuldan hatırladığım çok şey yok. Hatta en iyi diyebileceğim arkadaşlarımın bile adların hatırlamıyorum. Günlüklerime baktığımda hatırladım o günleri. Demek ki süreç ortalama geçince hafızada da kalmıyor. Orta düzey bir öğrencilik sürecinden sonra lisede karşıma çıkan bir öğretmen beni kendime getirdi. İçimdeki kor ateşi alevlendirdi, açığa çıkardı. Geleceğe umutla bakmama sebep oldu. Heyecanlandırdı beni. İlk yılın sonunda birincilikle teknik liseye geçmiştim. Ardından başarılar gelmeye başladı. Öncelikle...