EĞİTİME VERİLEN ARALAR
Hep bir başlangıç...
Hayatımızın her döneminde,
Özellikle eğitim aldığımız dönemde daha fazla yaşarız bu başlangıçları.
Ancak yaş ilerledikçe başlangıçların sayısı azalır.
Hayatınızın en güzel dönemlerinde yürüttüğünüz bir çalışmaya ara vermiş olabiliriz.
Yaş ilerlemiştir.
Ancak içinizden bir ses, bizi tetikleyen veya bize heyecan katan bir şey "devam et" der.
Yüksek lisans eğitimim sırasında bir hocam "eğitimin yaşı olmaz, ben 40 yaşından sonra yüksek lisans yaptım" demişti.
Doktora yapma isteği doğdu içimde.
Belki bir ilham, belki de bir heyecanla.
Gerçekten eğitimin yaşı yok.
Keşke Japonya'da olduğu gibi herkes istediği zaman üniversite de derslere girebilse.
Keşke üniversiteler de bu şekilde ara verenlere özel destek ve öncelik verseler.
Uzun yıllar eğitim alanında çalışmış bir insanın bilgi ve tecrübesinden yararlanırız düşüncesine girseler.
Keşke tüm eğitim çalışanlarının önü açılsa ve desteklenseler.
Yüksek lisansı, lise eğitiminden bile kötü veren kurumlarda yok değil.
Seminer gibi ders anlatılan,
Cv doldurmak ve puan almak için yapılanlar asla ve asla değil,
Eğitimi boyunca makale bile okumayıp yüksek lisans diploması alanların olduğu biliniyor.
Bu kötü örnekler bizi yıldırmasın.
Sonunda öğrenme isteğini artıran ve bunu çevresine yansıtan bireyler yetiştirmek için açılanlardan bahsediyorum.
Biliyor musunuz?
Bunun vebalini, bu kurumlar nasıl verecekler?
İşini isteyerek ve severek yapanlara sonsuz teşekkürler.
Ayrıca, İngilizce öğretmenlerini çok şanslı görüyorum ve imreniyorum onlara.
Doktora için gerekli yabancı dil puanını almada çok zorlanmazlar.
Sanırım yanlış branş seçmişiz bizler.
Yılmadan usanmadan İngilizce çalışmaya devam.
Hayatımızın her döneminde,
Özellikle eğitim aldığımız dönemde daha fazla yaşarız bu başlangıçları.
Ancak yaş ilerledikçe başlangıçların sayısı azalır.
Hayatınızın en güzel dönemlerinde yürüttüğünüz bir çalışmaya ara vermiş olabiliriz.
Yaş ilerlemiştir.
Ancak içinizden bir ses, bizi tetikleyen veya bize heyecan katan bir şey "devam et" der.
Yüksek lisans eğitimim sırasında bir hocam "eğitimin yaşı olmaz, ben 40 yaşından sonra yüksek lisans yaptım" demişti.
Doktora yapma isteği doğdu içimde.
Belki bir ilham, belki de bir heyecanla.
Gerçekten eğitimin yaşı yok.
Keşke Japonya'da olduğu gibi herkes istediği zaman üniversite de derslere girebilse.
Keşke üniversiteler de bu şekilde ara verenlere özel destek ve öncelik verseler.
Uzun yıllar eğitim alanında çalışmış bir insanın bilgi ve tecrübesinden yararlanırız düşüncesine girseler.
Keşke tüm eğitim çalışanlarının önü açılsa ve desteklenseler.
Yüksek lisansı, lise eğitiminden bile kötü veren kurumlarda yok değil.
Seminer gibi ders anlatılan,
Cv doldurmak ve puan almak için yapılanlar asla ve asla değil,
Eğitimi boyunca makale bile okumayıp yüksek lisans diploması alanların olduğu biliniyor.
Bu kötü örnekler bizi yıldırmasın.
Sonunda öğrenme isteğini artıran ve bunu çevresine yansıtan bireyler yetiştirmek için açılanlardan bahsediyorum.
Biliyor musunuz?
Bunun vebalini, bu kurumlar nasıl verecekler?
İşini isteyerek ve severek yapanlara sonsuz teşekkürler.
Ayrıca, İngilizce öğretmenlerini çok şanslı görüyorum ve imreniyorum onlara.
Doktora için gerekli yabancı dil puanını almada çok zorlanmazlar.
Sanırım yanlış branş seçmişiz bizler.
Yılmadan usanmadan İngilizce çalışmaya devam.
Ben de eğitimin yaşı olmadığına inanlardanım.Kaleminize sağlık...
YanıtlaSilTeşekkür ederim. Hep birlikte hem okumaya hem de yazmaya devam.
Sil