ÖDEV Mİ, PROJE Mİ?
“Proje” sözcüğü
öğrencilerimizi, öğretmenlerimizi ve velilerimizi korkutan en önde kavramlardan
birisi. Bundan 15 yıl öncesine kadar dönem ödevleri vardı. Her öğrenci, her
dönem bir ödev yapardı. 2004-2005 ders yılı itibari ile öğretim programları
değişti ve eğitim literatürümüze yeni kavramlar girmeye başladı. Proje,
performans görevleri, yapılandırmacı yaklaşım, öğrenci merkezli öğretim modeli…
Bu yeni kavramlar bile eskiyi bize unutturmadı. Hala okullarda projeler, dönem
ödevi ve performans görevi gibi algılanıyor ve öyle veriliyor.
Performans görevleri vardı.
Kes yapıştır cinsten. Anne ve babaların yaptığı, öğrencilerin “Ben yaptım.”
diyerek notlar aldığı… Hatta mimarlara bile yaptırılan performanslar gördü, bu
gözler…
Projeler, performans
ödevlerine mi dönüşmüş durumda?
Öncelikle, ödev kavramını
açıklamalıyız.
Ödev; Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “öğretmenin
öğrencilere okul dışında yapmaları için verdiği çalışma” olarak
tanımlanmaktadır. Öğretmen tarafından verilmiş ve öğrencinin okul dışında
yapması gereken sorumluluklar… Ama ülkemizde ödev, öğretmenin derse yönelik
verdiği soru çözümü görevlerine dönüşmüş durumda. Peki, verilen ödevlerin
niteliği ne durumda ve öğrenciye ne gibi katkısı oluyor, gerçekten ölçülüyor
mu?
Peki, proje nedir? Proje; Okul
Öncesi ve İlköğretim Kurumları Yönetmeliğinde “öğrencilerin grup hâlinde veya bireysel olarak istedikleri
bir alan veya konuda inceleme, araştırma ve yorum yapma, görüş geliştirme, yeni
bilgilere ulaşma, özgün düşünce üretme ve çıkarımlarda bulunmaları amacıyla
ders öğretmeni rehberliğinde yapacakları çalışmalar” olarak açıklanmaktadır.
Bu yönetmelikte “ödev” sözcüğü yer almamaktadır. Aslında
okullar yönetmelikte yer almayan bir kavramı uyguluyor, öğretmenler ise
ödevleri kazanım pekiştirme, evdeki zamanı doldurma ve soru çözme becerisini
geliştirmede kullanmaktadırlar.
Ödevler kısa süreli verilen, projeler uzun soluklu
gerçekleştirilmesi gereken görevlerdir.
Ödevler daha çok konunun pekiştirilmesi için verilirken,
projeler ön öğrenmeyi ve konunun bütününü öğrenmeyi sağlamak için verilir.
Ödevler daha çok bireysel verilirken, projeler bireysel ve
grup çalışması olarak yürütülebilir.
Ödevler genellikle soru çözmeye yönelik verilirken, projeler
farklılaştırılmış görevleri içerir.
Ödevler evde sürekli bir çatışma ortamı oluştururken,
projeler öğrenme arzusunu artırır.
Ödevler tüm sınıfa verilirken(Öğrenme düzeyleri dikkate
alınmadan), projeler öğrencilerin ilgi alanlarına göre verilir.
Araştırmalar, ödevlerin başarıya olan katkısının çok az
olduğunu gösteriyor. En yüksek seviyeye, lise döneminde ulaşıyor. O da en fazla
%25 düzeyinde katkı sağlıyor.
Ev ödevlerinin başarıda etkisini uzamanlar az bulsa da
yapılan araştırmalar; öğrencinin yaşam boyu kendi kendine disiplin, bağımsızlık
ve sorumluluk duygularını artırdığını göstermektedir.
“Ev ödevi verilmesin!” gibi bir yaklaşımı asla
desteklemiyorum. Öğrencinin yapabileceği, okulda öğrendiklerini destekleyici,
gereksiz tekrarlardan uzak, öğretmenler tarafından titizlikle hazırlanmış, öğrencinin
çalışma alışkanlığını kazandıracak düzeyde olması ve zamanında kontrol edilecek
olan ödevleri destekliyorum.
Son zamanlarda 21. Yüzyıl becerilerinden bahsediyoruz. STEM
çalışmaları yapıyoruz. Farklı disiplinleri birleştirerek öğrenmeyi kalıcı hale
getirmeye çalışıyoruz. Öğrencileri araştırmaya teşvik edelim istiyoruz.
Ortaokul döneminde ve her sınıf düzeyinde, her öğrenci,
en az bir proje yürütmek zorundadır. Nesibe Aydın Konya Okulları olarak, her
yıl “Araştıran Öğrenci Kongresi” düzenliyoruz. Ortaokullar düzeyinde, Türkiye’de
uygulanan tek kongre. Bu yıl dördüncüsünü düzenleyeceğiz. Diğer okullarımızda
da bu yıl ilk kez düzenlenecek. Tüm velilerimizi, öğrencilerimizin projelerini
dinlemek üzere kongremize bekliyoruz.
Yorumlar
Yorum Gönder